Kaynak: http://paulgraham.com/disc.html
Yazar: Paul Graham
Çeviren: Turhan Can Kargın
Ocak 2017
Ünlü bilim adamlarının biyografileri, onların hatalarını düzeltme eğiliminde olduğundan, almaya istekli oldukları risk derecesini hafife alıyoruz. Ve ünlü bir bilim adamının yaptığı ve hata olmayan herhangi bir şey muhtemelen artık geleneksel bilgelik haline geldiğinden, bu seçimler de riskli görünmüyor.
Örneğin Newton'un biyografileri anlaşılır bir şekilde simya veya teolojiden çok fiziğe odaklanır. Aldığımız izlenim, hatasız yargısının onu doğrudan kimsenin fark etmediği gerçeklere yönlendirdiğidir. Simya ve teolojiye harcadığı onca zamanı nasıl açıklayabilirim? Eh, akıllı insanlar genellikle biraz çılgındır.
Ama belki daha basit bir açıklaması vardır. Belki de akıllılık ve çılgınlık sandığımız kadar ayrı değildi. Fizik bize üzerinde çalışmak için umut verici bir şey gibi görünüyor, aynı zamanda simya ve teoloji bariz zaman kaybı olarak görüyoruz. Ama bunun nedeni, işlerin nasıl sonuçlandığını bildiğimiz için. Newton'un zamanında, üç problem de aşağı yukarı eşit derecede umut verici görünüyordu. Şimdi fizik dediğimiz şeyi icat etmenin getirisinin ne olacağını henüz kimse bilmiyordu; olsaydı, daha fazla insan üzerinde çalışırdı. Ve simya ve teoloji o zamanlar hala Marc Andreessen'in "eğer doğruysa çok büyük" olarak tanımlayacağı kategorideydi.
Newton üç bahis yaptı. Onlardan biri çalıştı. Ama hepsi riskliydi.
January 2017
Because biographies of famous scientists tend to edit out their mistakes, we underestimate the degree of risk they were willing to take. And because anything a famous scientist did that wasn't a mistake has probably now become the conventional wisdom, those choices don't seem risky either.
Biographies of Newton, for example, understandably focus more on physics than alchemy or theology. The impression we get is that his unerring judgment led him straight to truths no one else had noticed. How to explain all the time he spent on alchemy and theology? Well, smart people are often kind of crazy.
But maybe there is a simpler explanation. Maybe the smartness and the craziness were not as separate as we think. Physics seems to us a promising thing to work on, and alchemy and theology obvious wastes of time. But that's because we know how things turned out. In Newton's day the three problems seemed roughly equally promising. No one knew yet what the payoff would be for inventing what we now call physics; if they had, more people would have been working on it. And alchemy and theology were still then in the category Marc Andreessen would describe as "huge, if true."
Newton made three bets. One of them worked. But they were all risky.